ANKARA




Ankara Türkiye'nin Başkentidir. Nüfus yoğunlu yoğunluğu sıralamasına göre ikinci konumdadır. 2017 yılı sayımına göre 5.445.026 kişidir.Coğrafi olarak Türkiye'nin merkezine yakın bir konumda bulunur.Yüz ölçümü olarak ülkenin 3. büyük ilidir.Etrafında Bolu,Çankırı,Kırıkkale,Kırşehir,Aksaray,Eskişehir ve Konya ile çevrilidir.


13 Ekim 1923 yılında Ankara Başkent ilan edildikten sonra şehir hızlıca gelişmiş çok göç almıştır.Ekonomisi hayvancılık ,tarım, sanayi, ticaret ve hizmet sektörüdür.Günümüzde en çok savunma, metal ,motor ve teknoloji sektörlerinde yatırım  yapılmaktadır.Türkiye de en çok üniversiteye sahip ilidir.Okuma yazma oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir . Ankara'dan otoyollar, demir yolu ve hava yolu ile Türkiye'nin her iline ulaşılmaktadır.Bilinen tarihi en az on bin yıl öncesine eski taş çağına ulaşan Ankara tahihi öncesinde günümüze pek çok medeniyeti barındırmıştır.Hititler Frigyalılar ,Lidyalılar ,persler,romalılar,bizanslılar , Selçuklular ,Osmanlılar ve de Türkiye Cumhuriyetidir. Frigyalıların başkenti Gordion Ankara il sınırları içerisindedir.Yıldırım Beyazdın TimurLenk'e yenik düştüğü Ankara Savaşı Çubuk yakınlarında Ankara il hududu içerisindedir.Kurtuluş savaşının dönüm noktası olan Sakarya Muharebesi Polatlı ve Haymana Ankara il hudutları içerisindedir.Ankara kara iklimine sahiptir Ankara'nın çeşitli tarihi güzellikleri koruma altına alınmıştır.Atatürk Orman Çiftliği Ankara hudutları içerisindedir .  Hacı Bayram Veli Camisi Atatürk'ün Anıtkabir'i ve Türkiye Büyük Millet Meclisi  Ankara dadır. Ankara'nın tiftik keçisi,tavşanı,kedisi,balı,armudu,çiğdemi,güvercini,simidi,Ankara tavası,döneri kültür yönünden seğmenleri ahileri meşhurdur. Ankara'nın kaplıcaları ve maden suları meşhurdur.



-Coğrafi Konum

26.897 km karelik bir alana sahip olan Ankara,39 57' enlemi ile 32 53' E boylamları arasında yer almaktadır.Ortalama olarak deniz seviyesinde 890 metredir.

Ankara orta Anadolu'nun kuzey batısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgedir.Bu bölgede orman alanları ile step ve bozkır alanları bir arada görmek mümkündür.İlin kuzey sınırını Kuzey Anadolu sıra dağlarının kolları olan dağlar,Orta Anadolu düzlüklerinin devamı olan ovalar çizer .Güney kısmında Tuz Gölü çanağı , Kepez Ovaları ve Hacıbekirözü gibi düzlükler bulunur .Bu düzlükler arasında volkanik Karadağ ile Karasimir Dağı, Paşa Dağı ve Teke dağı  yükselir.


Orta kesimlerden kuzeye doğru yaklaştıkça Haymana ,Bala  hattının kuzeyinde Kuzey Anadolu sıra dağları ile irtibatları bulunan dağ sıraları belinir.Bunların arasında idris ve Elmadağları yükselir.Güney-Batı  Kuzey-Doğu doğrultusunda Güre,Elma,İdris,Karyadğdı-Mire-Aydos-Çile,Ayaş ve Hıdır Dağ sıraları arasında çöküntü alanları ve kıvrılmalarından dolayı Balaban,Mogan Gölü,Çubuk,Mürted ve Babayakup Ovaları meydana gelmiştir.Ankara Ovası doğu-batı yönünde uzanmıştır.Sakarya ve Kızılırmak nehir kolları arasındaki çukurlarda münferit olarak yükselen sıradağları görmek mümkündür.


Kuzeyde,Çubuk ve Kızılcahamam ilçelerinde yer yer sarp görünüşlü Yıldırım,Işık ve Yakut dağları , batıda Ayaş ,Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinin kuzey sınırları Karakiriş,Kartal ve Manastır dağları ile çevrilmiştir.Güney bölgedeki dağları tatlı meyilli,yuvarlak sırtlı ve üzerleri düzdür.Bu alanda yükseklikler 1050-1500m. arasındadır.


İl sınırları içerisinde Mogan,Eymir ,Karagöl,Kurumcu ve Samsun gölleri bulunur.Bölgede yer yer volkanik arazilere rastlanır.Bu Kütlü üzerinde 2378m. yüksekliğindeki Köroğlu Dağı ile Mahya Tepesi(2006m) yükselir .İlin güneydoğusunda Hüseyingazi dağ kütlesi bulunur.


İlin arazisini Sakarya ve Kızılırmak nehirleri ile Çubuk Çayı , İncesu ve Ova Çayları sular.

-Adının Kaynağı

Ankara adının kaynağı kesin olarak bilinememekle birlikte,belgelere dayanmayan ve günümüze kadar gelen söylentilere göre:tarihte bahsedilen ilk adı Galatlar tarafından verilen ve Yunanca çapa anlamına gelen Ankyra'dır.Daha sonra değişerek sırasıyla  Ancryre , Engüriye Engürü ,Angara ,Angora ve Ankara Olmuştur.



-Kültür , Sanat ve Tarih

  • Akköprü






1222 Yılında Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından Ankara valisi Kızılbey zamanında yaptırılmıştır.Bugün sağlam bir durumda olan işlerliği dar olmasından dolayı işlevini kaybetmiştir.Batı Anadoluyu Ankara ya bağlayan yolun üzerinde eskiden askere gidenler hacca gidenler buradan uğurlanır karşılanırdı. Yedi adet sivri kemerden meydana gelmiştir.Biri silik iki yazıt yer almaktadır.


  • Ankara Kalesi



Yüzyıllardır Kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi kentin sembolü olmuştur Ankara kalesinin Tarihi Kentin Tarihi kadar eskidir.Yapılış tarihi bilinmemektedir. Romalılar tarafından yapıldığı yaygındır.Selçuklular tarafından onarımı yapılmıştır.Hatip Çayından ölçüldüğünde 110 m yüksekliktedir. Kale iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdır.İç kalenin 2 büyük kapısı olup birisi dış kapı diğeri hisar kapısı adını taşır.Bu kapının üzerinde ilhanlılara ait bir kitabe bulunur.Kuzey batı kısmında Selçuklu hükümdarının yaptırdığını gösteren bir yazı bulunur. Ankara Kalesinin içinde 17.yüzyıldan kalmış bir çok Ankara evi bulunmaktadır.
  • Augustus Tapınağı


Ulus ta  HacıBayram Veli Cami bitişiğindedir. Milattan önce 2.yüzyılda frigya tanrıçası men adına yapılmış yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son galat hükümdarı Amintos'un oğlu kral pylanmenesroma imparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olarak yaptırılmıştır.Hacı Bayram Veli Camisi yapılırken bu esere dokunulmayıp bir duvarı kullanılmış çatısının bir kısmı da Augustus tapınağının üzerine kondurulmuştur.  
  • Güven Anıtı


Kızılay Güven park içerisinde bulunmaktadır 1935 yılında Ankara taşından yapılmıştır.Türk ulusunun Polis ve Jandarmaya bir armağını olduğundan dolayı emniyet anıtı da denilmektedir.Bu heykelin altında Atatürk'ün söylediği ''Türk Öğün Çalış Güven'' sözleri tunç harflerle yazılıdır.
  • Julianus Sütünü



Milattan sonra 361-363 yılları arasında Julianus Ankara'dan geçtiğinde şerefine dikildiği söylenir.Dördüncü yüzyılda yapıldığı sanılan halk arasında Belkıs minaresi de denilmekte olup Leylek taşı da denir.


  • Roma Hamamı
Ulus Meydanın da Çankırı caddesi üzerinde iki buçuk metreye kadar yükseklikte bir platform üzerinde bulunmaktadır.Burada yapılan kazıda höyüğün frig ve roma dönemi kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.Bu kazılar sonucunda bulunan hamam binası 1940 -1943 yılında yapılan kazılar sonucunda bütünüyle ortaya çıkarılmıştır.Burada yapılan kazılarda bulunmuş sikkelere dayanılarak hamam kazı başkanı tarafından caracalla (ms 212-217) devrine tarihlenmiştir . Hamam 500 yıl kadar kullanılmıştır bu süre içinde zaman zaman onarılmıştır.Bugün burada Roma devrinin Ankara'sın da toplanan yazıtların oluşturduğu zengin bir koleksiyon sergilenmektedir.



  • Ulus Cumhuriyet Anıtı

Tepeden Ulus'a bakış

Ulus Meydanındadır.Anıt Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Türk ulusunun bir armağanı olarak 1927 yılında dikilmiştir. Yan yüzünde stilize edilmiş iki kurt başı vardır ön yüzünde bir eliyle arkadaşlarını savaşa çağıran diğeri ufukları gözetleyen iki türk askeri canlandırılmıştır.Gövdenin sağ yüzünde kabartma Atatürk ve arkadaşlarının Başkumandanlık Meydan Savaşında Sol yüzünde şanlı Tük bayrağını selamlayan istila ordusu tasvir edilmiştir.Gövdenin üst kısmında 'İlk Hedefiniz Akdenizdir İleri Dumlupınar 1922' yazılıdır.Arkada devrilmiş bir çınar ağacı Osmanlı imparatorluğunu ve onun gövdesinden fışkıran genç bir fidan yeni Türkiye Cumhuriyetini temsil eder.Arka yüzde mermi taşıyan kadın figürü Türk anasının Kurtuluş Savaşındaki Kahramanlığının bir hatırasıdır.En üst de Atatürk Başkumandanlık kıyafeti ile bir at üzerindedir.Ankaralıya sorarlar atın hangi ayağı havada ? .... Halbuki dört ayağı da yerdedir.



  • Ankara Roma Tiyatrosu
Hisar caddesi ile pınar sokak arasında yer alır ilk defa 1982 yılı sonunda bulunmuştur.Kurtarma kazıları 1986 yılına kadar sürdürülmüştür.Sonuçta milattan sonra ikinci yüzyılın başına tarihlenen tipik bir roma tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır.Bunlar arasında tonozlu parados binaları döşemeli orkestra seyirci oturma yerleri(kavea), sahne odası(scene)'ndan arta kalan temel ve duvarların yanı sıra bir çok heykel ve parçaları bulunmuştur.




-Hanlar-

  • Sulu Han
Hacıdoğan mahallesi Tekneciler sokağı ile Sulu han sokağı arasında bulunmaktadır.1685 yılında  Şeyhül İslam Cevvaz Zade  Mehmet Emin bey tarafından Zincirli camiye vakıf olarak yaptırılmış olduğu söylenilen Sulu Han Hasan Paşa hanı da denilmektedir.Fakat 1141 tarihli vakfiyede Abdulkerimzade Mehmet Emin Bey tarafından vakfedildiği Anlaşılmakta olup eserin yapılışına ait bir kayıt bulunmaktadır.Sulu Han büyük bir araziyi kaplamakta ve iki sıkımdan meydana gelmektedir.Birinci kısım kareye yakın dikdörtgen planındaki orta avlusu ve iki katlı kısımdır ki bu bölümde sadece Doğu ve güney cephedeki dükkanların çok azı günümüze kadar gelebilmiştir.Batı kuzey cephedeki binaların tamamı yıkılarak sadece taş duvarları kalmıştır.Halen tamamen toprak altında kalmış ve büyük bir bölümünün kapalı  olduğu görülen ikinci kısmın ahır ve depolara ayrıldığı tahmin edilmektedir.Eski fotoğraflarda hanın birinci kısmının ortasında birde köşk mescit birde arasta  bulunduğu görülmektedir.Restorasyonu yapılmış halen faaliyette boncuk ve çiçekçiler bulunmaktadır.


  • Kurşunlu Han
Halen Anadolu medeniyetleri müzesi ve idari binası olarak kullanılan kurşunlu hanın Mahmut paşa tarafından inşa edildiği benimsenmiştir.Revaklı bir havlu etrafında iki katlı olarak inşa edilen hanın batı tarafı arazinin meyiline uyarak ilave edilen bodrumla üç katlıdır.Kurşunlu hanın alt yapısı taş ,üst örtüsü tuğladan inşa edilmiştir.Kurşunlu han plan düzeni açısından tek avlulu ve çift katlı bursa ve istanbul hanları ile karşılaştırılabilir.Revak oda ve üst örtü nitelikleri ile bu hanlarla yakın benzerlikler kurulabilir.Halen bakımlı ve faal bir şekilde çalışır.



  • Çengel Han
Çengel Han Rahmi Koç müzesi Koç ailesinin Ankara'ya kazandırmış olduğu çok değerli bir eser restore edilerek Ankaralıların hizmetine sunulmuştur.At pazarı meydanı sefa sokakta yer alan çengel hanın giriş kapısı üzerindeki kitabeden 929 H/1522-1523 yılında inşa edildiği anlaşılmaktadır .Çengel Han kare planlı ,revaklı , avlulu ve çift katlı olarak inşa edilmiştir.Batıda arazi meyilli sonucu bir de bodrum yer almaktadır.Hanın doğu kenarında ,giriş kapısının iki kenarında sıralanmak üzere tonozlu eyvan biçiminde 9 adet dükkan yer almaktadır.Çengel han duvarları bir sıra taş 3 sıra tuğla olarak inşa edilmiştir.Kemer ve tonozlar ise tuğladır.

  • Diğer Hanlar
Çukurhan :Yine at pazarı meydanında 1950 yangınından sonra yenilenmiştirTarihi özelliğini kaybetmiştir.

Pilavoğlu Han :At pazarı hanlar sokağında 16.yy-17yy tarihlenen han tek havlulu ,çift katlı odalardan ve dışa açılan dükkanlardan oluşmaktadır.Pilavoğlu Hanı depo ve otel olarak kullanılmaktadır.Çeşitli resteorasyonlardan dolayı tarihi özelliğini kaybetmiştir.

Kıbrıs Han :Kuş sokakla ,Sefa sokağı köşesinde yer alan kıbrıs hanı tamamen yenilenmiştir. İlk yapılışı 17.yy tahmin edilmektedir.Pilavoğlu hanına yakındır.

Yeni Han :17.yy yapıldığı tahmin edilen han tamamen yenilenmiştir.Gerek kıbrıs han gerekse yeni han tek avlu çerçevesinde çift katlı olarak inşa edilmiştir.Pilavoğlu ve Kıbrıs hanına yakındır.

Zafran Han(Safran Han,Zafiran Han):Kitabesi yoktur 16.yy yapıldığı tahmin edilmektedir.Avlu etrafında 2 katlı olarak moloz taştan inşa edilmiştir.



-Hamamlar-

  • Eyne Bey Hamamı
Eski tarihi hamamlardan itfaiye meydanında, Gazi lisesi karşısında 15.yy yapısı olduğu tahmin edilmektedir.Dikdörtgen planlı, ahşap tavanlı hamam restore edilerek faaliyete girmiştir.Kubbeleri ile dikkat çekmektedir.Sıcaklık dört eyvanlı olmasına rağmen kuzey ve güneydeki eyvanların önleri kapatılarak  iki eyvanlı hale getirilmiştir.

  • Karacabey Hamamı
Talatpaşa bulvarı üzerinde çifte hamam olarak tasarlanmış olan bu tarihi hamam 1444 yılında yapılmıştır.İç mekanında piramit şeklinde bir tavanı bulunur.Kadınlar ve erkekler kısmı vardır.Kadınlar kısmı erkekler kısmına göre daha değişik bir plan sergiler.Kadınlar soyunmalı erkekler soyunma alanına göre daha büyüktür.Ancak ısısı erkekler kısmından daha düşüktür.Moloz taş duvarlı ve kiremitle örtülü ahşap çatılı olup ortasında küçük bir feneri bulunmaktadır.Her iki soyunmalıkta da orta fiskiyeli birer havuz bulunmakta ve kenarları saran zeminde yüksek şekiller camekamlarla bölünmektedir.Yanında Karacabey cami ve külliyesi mevcuttur.

  • Şengül Hamamı


İstiklal mahallesi Acı çeşme sokakta yer alır.Erkekler ve kadınlar olmak üzere çifte hamam halinde yapılmıştır.19.yy yapıldığı anlaşılmaktadır.Hamam soğukluk i sıcaklık ve halvet bölümleri soyunmalık bölümlerine göre daha eski olup daha çok 16yy -17yy eseri olduğu izlenimini uyandırmaktadır.19.yy önce tahribata uğramış olan eserin soyunmalık kısmı son yy yenilenerek ahşap tavanlı ve bağdadi kubbeli hale getirilmiştir.Kadınlara ait soyunmalık kısmı erkekler kısmından biraz daha küçük ve L şeklindedir.halen faal bir şekilde çalışır durumdadır.




  • Marmara Hamamı
Cumhuriyet dönemi yapılarındandır.Denizciler caddesindedir.Erkekler ve kadınlar kısmı vardır.Halen çalışır durumdadır.



  • Yenişehir Hamamı


Yeni hamamlardandır.Kızılay sümer sokaktadır.Erkekler ve kadınlar bölümü vardır.Saunalı , berberli  halen hizmete devam etmektedir.Diğer hamamlardan farklı olarak bina içerisinde yer alır.





  • Ankara Kazalarındaki Hamamlar
Haymana kaplıcaları,Haymana Seyran kaplıcaları,Kızılcahamam kaplıcaları,Ayaş İçmeceleri ,Ayaş Karakaya Tahtalı hamamları,Kızılcahamam Sey Hamamı,Çubuk Melikşah hamamı ,Beypazarı Kapullu kaplıcası,Beypazarı Dutlu kaplıcası


-Ankara'nın Camileri

  • Hacı Bayram Veli Camisi


Bayram Sokak Agustus mabedi yanında yer alan Hacı Bayram Veli Camii taş kaildeli tuğla duvarlı kiremit çatılı bir yapıdır . İki şerifeli minaresi vardır. Duvarında yeşil sırlı tuğlaya benzer yağlı boya sülüs Kelime-i Tevhid yazılıdır.İçerisi çinilerle kaplıdır.Müezzin mahvelinin altında eski çiniler mevcuttur bunlar 18.yüzyıla ait Kütahya çinileridir . Mührabı sonradan boyanmıştır. Kelime-i Tevhit yazıları binayı çevrelemektedir.Camide ahşap üzerine boyalı bütün nakışlar nakkaş Mustafa tarafından yapılmıştır.1714 yılında Hacı Bayram Veli torunları Mehmet Baba tarafından tamir edilmiştir,ilk yapılışı 1427 -1428 tarihindedir.


  • Ağaç Ayak Camisi
Ulucanlar caddesi üzerinde bulunan cami su basmanına kadar moloz taşı malzeme ,onun üzerine ahşap hatıllı ve tuğla kerpiç duvarlıdır.1705 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir.Cami ahşap minberi,boyalı nakışları ile dikkat çeker.Ankara eserleri için tipik bir yapıdır.



  • Karacabey Camii
Sümer mahallesi Samsun sokakta bulunan cami,türbe ,çeşme ve hamam önündeki çift hamamla berber bir külliyedir.Yanında iki medrese Hacettepeye kadar uzanan ambarlarla külliyenin kapladığı saha çok geniştir.Taş ve tuğla karışımı bir yapıdır , üzeri kiremit yapı çatı kaplıdır.Minaresi sırlı tuğla ve çini işçiliği ile önemli bir örnektir.Halen hamamı kullanılmaktadır.

  • Direkli Camii

Ulucanlarda Develi ,direkli ve ceylan sokakları arasında bulunan camii çok sade dış görünüşlüdür.Taş kaideli kerpiç duvarlı sivri kiremit çatılı bir yapıdır.Mihrabı stiline göre 15.yüzyıl,yenilemesi 18.yüzyıldadır.



  • Maltepe Camii


Maltepe semtinde bulunan meşhur bir camidir.Mimarı Recai Akçay 1954 te başlayan inşaatı 1959 da bitirmiştir.Pencerelerinde çok miktarda vitray kullanılmıştır.Kubbenin tepe kısmında fatiha suresi yazılıdır.Cami duvarları 5 metreye kadar Kütahya çinisi ile kaplıdır.Tek kubbeli iki minarelidir.İnşaatı kesme taştan yapılmıştır.

  • İbadullah Camii

Doğan Bey mahallesi çerkez sokakta bulunan taş kaideli  , ön cephesi tuğla duvar örgülü ,kiremit çatılıdır. Kitabesi yoktur.İşçilik mihrap ve tavan stili bakımından 17-18 yüzyılları arasında yapılan camilerdendir.

  • Hacettepe Camii
Hacettepe sümer mahallesi sarıkadın sokakta bulunan camii kerpiç duvarlı ahşap hatıllı ,taş kaideli kiremit çatılı sade bir yapıdır , ahşap minaresi mevcuttur. Kadınlar mahfili ve tavanı son yüzyıllarda yenilenmiştir.14. ve 15 yüzyıl tipindeki mihrabı ile önem kazanmıştır.



  • Ahi Elvan Camii(Ahi Evren)
Samanpazarın da ahi mahallesinde koyun pazarı sokağında bulunan sade dış görünüşüne sahip meilli bir kaynın üzerine inşa edilmiştir .Duvarlarının alt kısmı taş üst kısmı kerpiç içi ahşaptır. Çatı bugün ki kiremitle örtülmüştür.Yakın zamanlarda onarılmıştır.Minberin hitabesinde 1413 yılında yenilendiği Minberinin Harputlu usta Mehmet Bin Beyazıt'ın yaptığı bilinmektedir.




  • Kurşunlu Camii
Samanpazarın da Anafartalar üzerinde daracık köşesinde bulunan cami , taş duvarlı arada üçer tuğla sıralı, kubbesi kurşun kaplı klasik Osmanlı camilerindendir.16 yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.



  • Tabakhane Camii
Bentderesi mahallesinde taş kaideli ,ahşap hatıllı ,kerpiç duvarlı,kiremit çatılı ve sade yapıdır.Kitabesine göre 1900 yıllarında Necmettinin torunları Şükrü efendi tarafından yenilenmiştir.
İlk yapılışı 17.yüzyılda olduğu tahmin edilmektedir . Ankara'nın önemli gelir kaynaklarından onlarca tabakhanenin bulunduğu Hatip çayı kenarında bulunmaktadır.Özelliğini yitirmiştir.

  • Ahi Yakup Camii
İsmet paşa mahallesi Çamlıca sokakta meyilli bir arazide bulunan camiye doğu cephesinden 11 basamaklı bir merdiven ile çıkılır.Taş temel üzerine kerpiçle yapılmış üzeri sıvanmış kiremit çatılı sade dış görünüşlü bir yapıdır 1392 yılında Ahi Sinan oğlu Ahi Çelebinin oğlu Ahi Yakup imar etmiştir.14. yüzyılın Ankara camileri için tipik olan Mihrabı ile dikkat çekmektedir.




  • Gecik Mescidi
Nazımbey mahallesi ulucanlar caddesinde bulunan eserin kitabesinde 1443 yılında yapıldığı kaydedilmekteise de kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir.Ulucanlar caddesinin seviyesi alçaltılmış olduğundan mescid cadde yanında teşkil olunan bir platform üzerinde kalmaktadır. 9,70*6,60m ebadında dıştan taş temeller üzerinde ahşap hatıllı ve kerpiç duvarlı çok basit ve ufak bir yapıdır.Dış görünüş itibari ile hiç bir sanat değeri yoktur.Kıble duvarındaki alçı mihrabı tetkike değerdir.Niş üzerindeki kısımlar ise kabartma olarak geometrik motiflerle süslenmiş ve bütün etrafı Kelime-i Tevhid yazılı bir kitabe bordüsü ile çevrilmiştir. 



  • Tacettin Camii
Hamamönü sümer mahallesi taçlı sokakta Tacettin türbesi bitişiğinde kesme taş duvarlı ,kiremit çatılıdır.1901-1902 yılları arasında Abdulhamit tarafından yaptırılmıştır.İstiklal Marşı yazarı , vatan şairi Mehmet Akif Ersoy müzesi yakınındadır. Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarı buradadır.


  • Hacı Arap Camii
Samanpazarı asker sokağında bulunan cami mihrabından 14.-15. yüzyıllarında olduğu tahmin edilmektedir.Eski karakterini kaybetmiş bir camidir.


  • Hallacı Mahmut Mescidi
Ankara'nın merkezi ulusta sebze haline yakın Kitabesine göre 1545 tarihinde Abdullah Bin Ali tarafından yapılan eserin tadilatları nedeniyle karakterini kaybetmiştir.1878de kurşunları sökülmüş ve 1950-1955 de tamir edilmiştir.Kare planında küçük bir mescid olarak yapılmıştır eserin beden duvarları tamamen moloz taştandır.Taşlar arası kırmızı bir harç ile derz edilmiştir.Kasnak kısmından dışarı açılan tepe pencereleri alçı şebekeli ve renkli camdandır.Kapı kemeri üzerindeki iki kitabeden üstünde mescidin mimarının adı ve inşaat tarihi, alttakinde ise mescide yapılan tamirat belirtilmiştir.İç mekanda yakın yıllarda yapılmış renki kalem işleri ile kaplanmıştır.Yanında Hallacı Mahmut Türbesi vardır.Ziyarete açıktır.
  • Alaaddin Camii

İç hisar mahallesinde Aktaş sokağın başında yer alan cami, duvar bol antik malzemelerin karıştırıldığı kesme ve moloz taş üzeri sıvalı kiremit çatılı bir yapıdır.Minber kitabesine göre bura yer alan ilk cami 1178 tarihlidir.14. ve 15 yüzyıllarda yapılan tamirlerle esas karakterini kaybetmiştir Alaaddin devrinde tamir gören cami bu sebeple Alaaddin cami adını almıştır.Bir kaç hitabesi bulunmakta olup Ankara'nın ilk Camilerindendir.





  • Ahi Şerafettin Camii(Aslanhane Camii)
Samanpazarın da dik yamaçta Aslanhane mahallesinde bulunan cami dış görünüşü itibari ile iyi durumdadır taş duvarlıdır.Bugün üzeri sivri kurşun kaplama çatı ile örtülmüştür caminin doğusunda bulunan türbe kompleksi duvarına gömülü antik aslan sebebi ile Aslanhane cami adı ile de anılır.İlk yapılış 13. yüzyılın başında Ahi kardeşler tarafından yapılmıştır.İnşaatında roma devri malzemesi dikkat çeker. Cami içi Ahşap Selçuklu camilerinin 13.yüzyıldan güzel bir örneğidir. 




  • Cenab-ı Ahmet Paşa Camii
İç cebecide ulucanlar caddesi üzerinde kesme taş duvarlı kubbeleri kurşun kaplı klasik Osmanlı yapılarındandır.Kuzey doğusunda Azimi türbesi ve Cenab-ı Ahmet Paşa türbeleri yer alır.Kanuni Sultan Süleyman devrinde Ankara beyler beyliği yapmış olan Cenab-ı Ahmet Paşa tarafından 1565-1566 tarihlerinde inşaa ettirilmiştir.16 yüzyılın Ankara'sında en önemli camisidir. Mimar Sinan'ın öğrencileri tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.



  • Leblebicioğlu Camii
Denizciler caddesinde bulunan cami Ankara müftüsü Kantarzade Mustafa Vey ve oğulları tarafından yaptırılmıştır.Büyük bir dikdörtgen şeklindedir,temel den itibarem kerpiç duvarlardan meydana gelmiştir.Tadilatlardan dolayı eski hususiyetini kaybetmiştir.Ahşap tavan ince çıtalarla kare bölümlere ayrılmıştır.Niş etrafında edn dışta Kelime-i Tevhid yazısı ve onun içinde örgülü en içte Ayet el Kürsi yazılı ve iç içe üç bordür ile çevrilmiş bulunmaktadır.

Kitabesi ;  Ol Cenabı Mufti Akaara seyyit Mustafa ,yani Kantarzade efendinin al merd hüda Cümle evkatı salah üzere etmiş idi,güzan kariyü'l Kur'an idi al zatı ekrem daim .Çiin işiti ircil emrini hafiften o pir cani dil birle edüp ol emri hakka iktida Edicek oğullarına tavsiye-i hayrile Yaptıllar bu camii belayı onlar biyriye.Ya ilahi fahri alem hürmetine kıl kabul Ecri ezafiyle me'cur eyle fi yevmil ceza.İşbu hayri vaki eyle defteri lef le Sayeban et fevkına mahserde evnanı huda.Hem kim okur ruhuna bir fatiha ihlası ile Anı'da Cennete yarab eyle can-ı enbiya.Hıziya kıldım dua tarihin İŞ bu camile be ola firdevsi can Mustafa 1125 Hicri (1713)

  • Eskicioğlu Camii
İstiklal mahallesi eskici oğlu sokağında taş kaideli,kerpiç duvarlı ahşap hatıllı 1906 -1907 tamir tarihini taşıyan cami 17 -18 yüzyıl sonuyla Ankara camileri tipindedir.

  • Çiçekçioğlu Camii
Göztepe sokağında Alpaslan mahallesinde bulunan kerpiç duvarlı, ahşap hatıllı ,taş kaideli kiremit çatılı bir yapıdır.17. ve 18. yüzyıl Ankara camilerinin güzel bir örneğidir.

  • Direkli Camii

Ulucanlar da Develi ,direkli ve ceylan sokakları arasında bulunan cami çok sade dış görünüşlü mihrap stiline göre 15.yüzyılda yapıldığı,18 yüzyılda yenilendiği,mihrabı haricinde önem taşımaktadır.




  • Zincirli Camii
Ulus ta Anafartalar caddesinde bulunan cami  taş kaideli,üzeri kiremit çatılı bir yapıdır.İlk yapılışının 17.yy ortalarında yapıldığı tahmin edilmektedir.Cami içinde asılı bir levhadan 1879 1880 yıllarında Şeyhülislam Ankaralı Mehmet Emin Efendi ve  Ankara valisi Hurşit Paşa tamir ettirdi.1685'ten vakfiyesi olan Suluhan(Hasan Paşa Hanı) 18.yy Hasan Paşa hamamı Zincirli Camiye vakıf olarak yapıldığına göre  Zincirli Caminin 17 yüzyılın ortalarında ve ya ikinci yarısından olması gerekir.




  • Merkez Cebeci Camii
Ankara nın cebeci semtinde bulunan Ankara nın cumhuriyet döneminden yapılan camilerindendir.1952 yılında yapılmmıştır.Bakımlı tek minareli kubbeli ve kemelidir.



  • Kocatepe Camii

1980'li yıllar 

16.yy estetiği ve 20.yy teknolojisinin bütünleşmesinden oluşan Kocatepe 4 minaresi ile Selimiyeyi  merkezi kubbe ve yapım kubbeleri ile Sultan Ahmet'i andırır.İç süslemelerinde Osmanlı mimarisi örnek alınmıştır  malzeme olarak çini, mermer , sarı maden , özel boyalar , altın varak kullanılmıştır.Caminin süslemeleri arasında yer alan vitraylar,özel camdan imal edilmiş , Osmanlı tarzı ve modern tarz arasında bir geçiş teşkil eder.Bir adet Ana avize ,32 adet uydu avize , 4 adet köşe avize kullanılmıştır.Isıtma sistemi tabandan merkezi sistemle gerçekleştirilmiştir. Proje Hüsrev Tayla ve Fatih Ulu Engin ait olan Konferans salonu, otopark,süpermarket,idari büro gibi müştemilatlar caminin klasik üslubuna uydurulmuştur. 1967 de başlayan inşaatı 1987 bitmiştir.







    • Musafir Fakih Mescidi
    14.yy da yapılan kale içinde altişi sokağındadır.Dikdörtgen planda küçük ve basit bir plandır .kerpiç duvarlı ahşap tavanlıdır.Mihrabın üç kenarını kelime-i Tevhid yazılı bordür çevirmektedir.Mihrabın üzerinde Ayet-el Kürsi yazılmış bir kitabe yer alır.

    • Resul Camii
    Akbaş mahallesi aslanhane ve inegöl sokaklarının kesiştiği yerde bulunan iki şerifeli bir camididir.Yaptıranın ismine İzafeten Resul Efendi cami olarak ta bilinmektedir.Hicri 1674 tarihli olan bu eser meyilli bir arazinin üzerinde yer alır.Dikdörtgen planlı kerpiç duvarlı olarak yapılmıştır.Doğu kenarına bitişik minaresi  iki şerifeli olarak yapılmış olduğundan iki şerifeli cami ismini almıştır.Minarenin kare kaidesi kesme taştandır.Pabuç kısmından itibaren tuğladan silindirik gövde üzerinde İki şerife bulunmaktadır. Tavanın ortasında geçme motiflerle süslü sekizgen göbek yer alır.Pencere kenarı pervazları aşı boyalı nakışlarla süslüdür.Kıble duvarının ortasındaki mihrabı Ankara camilerinin hemen hepsinde alçı kaplamalı ve tavana kadar yükselmektedir.Beş kenarlı mihrap nişinin etrafı en dışta kelime-i Tevhid yazılı.Kuzey cephede bulunan giriş kapının üzerindeki kitabede 1085 hicri tarihi okunur. Cami'nin mahvil tavanı pencere dolap ve pervazlarında ki nakışlarda kırmızı ,siyah, sarı ve yeşil renklerde kıvrık dal ve yapraklar arasında gül ve karanfil motifleri işlenmiştir.Bazı yerlerde motif ve ayetlerin üzeri yağlı boya ile boyanmıştır ve okunamamaktadır.













    ----------



    -Üniversitler

    • Devlet Üniversiteleri

    1. Ankara Üniverstesi
    2. Gazi Üniversitesi
    3. Hacet tepe Üniversitesi
    4. Orta Doğu Teknik Üniverstesi
    5. Yıldırım Beyazıt Üniverstesi
    6. Gülhane Tıp Akademisi
    7. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi


    • Özel Üniversiteler

    1. Atılım Üniversitesi
    2. Başkent Üniversitesi
    3. Bilkent Üniversitesi
    4. Çankaya Üniversitesi
    5. Türk Hava Kurumu Üniversitesi
    6. TED Üniversitesi
    7. TOBB Üniversitesi
    8. Ufuk Üniversitesi
    9. Yüksek İhtisas Üniversitesi
    10. Anka Teknoloji Üniversitesi

    5-Yöresel Yemekleri

    • Çorbalar
    1. Yarmalı Köy Tarhanası
    2. Tutmaç Çorbası
    3. Toygar Çobası
    4. Mercimekli Tarhana Çorbası
    5. Düğün Çorbası
    6. Kuru Bamya Çorbası
    7. Keşkek
    • Et Yemekleri
    1. Ankara Tavası
    2. Ankara Yaprak Döneri
    3. Ankara Güveci
    4. Homaça
    5. Desti Kapama
    6. Kuzu Kebapı
    7. Kuzu Saç Kavurma
    8. Sier(Desti Kebapı)
    9. Orman Kebapı
    10. Kadınbudu Köfte
    11. Sızgıç
    • Etli Sebzeli Yemekler
    1. Etli Yaprak Sarma
    2. Helep Dolması
    3. Sebzeli Etli Güveç
    4. Kuru Biber Dolması
    5. Etli Pazı Dolması
    6. Madımak
    • Hamur  İşleri
    1. Ankara Simidi
    2. Beypazarı Kurusu
    3. Ay Çöreği
    4. Bayram Çöreği
    5. Gözleme
    6. Kol Böreği
    7. Köy Bazlaması
    8. Kül Çöreği
    9. Mantı
    10. Tandır Çöreği
    11. Erişte
    12. Papara
    13. Cızlak
    14. Kömbe
    • Pilavlar
    1. Börülceli Bulgur Pilavı
    2. Çiğdem Soğanlı Bulgur Pilavı
    3. Etli Pilav
    4. Kapama Pilav
    5. Öllüğün Körü
    • Tatlılar
    1. Höşmerim
    2. Baklava
    3. Cevizli Pekmez Sucuğu
    4. Haside Tatlısı
    5. Çir Hoşafı
    6. Havuç Lokumu
    7. Karga Beyni
    8. Malak
    9. Öküz Helvası
    10. Pişmaniye
    11. Zerde
    • Diğerleri
    1. Yemlik Cacığı
    2. Kelek Turşusu
    3. Salatalık Turşusu
    4. Kelem Turşusu
    5. Haymana Koruk Şerbeti
    6. Vişne Hoşafı
    7. Cılbır

    -İlçeleri

    Ankara'nın İlçelerinin Haritası 


    • Akyurt



    Akyurt ve çevresinde kazı ve araştırmalar da bölgenin Hitit çağında bu yana yerleşim alanı olduğu belirlenmiştir.Eski tunç döneminden 14.yy başlarına kadar Akyurt ve çevresinin yerleşim yerinin etken olmasının sebebi Ankara ya çok yakın olmasıdır ve ipek yolunun geçmesidir.Tarih 13 yüzyıla kadar uzanan Akyurt'un Çubuk ilçesine bağlı eski bir yerleşim bölgesi olduğu ve 1402 yılında Timur ve Yıldırım Beyazıt arasında yapılan Ankara savaşının bu yörede (çubuk Abat) ovasında yapıldığı bilinmektedir.Akyurt'un eski adı 'Ravlı'dır . Eski yıllarda arıcılığı meşhurdu.İlçeye bağlı Balıkhisar köyü birinci derece sit alanı olarak ilan edilmiştir.1987 tarihinde yapılan kazılarda mezar odasında koku kalıpları küpe ve diğer takı eşyaları bulunmuştur.

    • Altındağ



    Ankara'nın 13 ekim 1923 te Başkent olması ile hızlı göç almış 1953 yılında Altındağ ilçesi kurulmuştur . Engebeli ve dağlık bir arazi üzerindedir.Tarih ve kültürel kalıntılar açısından zengin olan bu ilçe Ankara Kalesi ,Agust Tapınağı ,Julian sütünü(Kız Taşı),Roma Hamamı,Cumhuriyet Anıtı,Anadolu medeniyetleri müzesi ,devlet resim ve heykel müzesi,Etnografya müzesi ,Kurtuluş Savaşı müzesi,Cumhuriyet müzesi bulunmaktadır.Ayrıca Karacabey ,Ahi Şerafettin ,Hacı Bayram Veli cami,Karyağdı türbesi,Gülbaba türbesi,İzzettin Baba türbeleri,Hacı Bayram Türbesi ,Aslanhane camisi,Ahi Elvan ,Alaadin,Zincirli camileri bu ilçenin sınırları içerisindedir.Hatip çayı, Bent deresi,Tabakhane cami ,Tabakhane köprüsü,Zafiran mescidi bu ilçededir.Burada eski kilise ve havra lar mevcuttur.

    • Ayaş 


    Ayaş bölgesine gelen Türklerin Oğuz boylarına mensup oldukları tartışma götürmez, bir gerçektir.Zira ilçeye bağlı köylerden Bayat ,Afşar,Peçenek,Karkın gibi Oğuz boylarını taşıyan isimler bulunmaktadır.Ayaş adının Türkler tarafından verildiği ve Ayaş kelimesinin Türkçe bir kelime olduğu , Toroslar da yaşayan Türkmen oymaklarından birine adlandıran Türkçe bir kelimedir.Bölgeye gelen Oğuz boyları başlangıçta içlenin Karakaya kesmine yerleşmiş sonradan Ayaş çayına doğru yayılarak buralarda Kırk evler, Karakaya kaplıcası ,Killik,Bünyamin ve Eski cami gibi eserler yapmışlardır.Ayaş içmeceleri ve kaplıcaları sağlık yönünden çok faydalıdır. Karadere bağları , Ovabağları , Arıklarbağları, Kirazdibi bağları Ayaş içmeceleri ve kaplıcaları ilçenin tabiat varlıkları olmuştur.İlçe her yılın temmuz ayı ilk haftası dut festivali düzenlemektedir.Okuma yazma oranı yüksektir.Adet ve törelerine bağlı güzel yemekleri vardır. Domatesi de  meşhurdur.Ünlülerin yattığı cezaevi vardır.Başkent üniversitesinin Rehabilitasyon tedavi merkezi vardır.Yaşlılar için huzur evi vardır.


    • Bala



    1877-1878 Osmanlı rus savaşında Osmanlı ordularının yenilmesi sonucunda Kafkaslar Rusların eline geçmiştir.Rus idaresine geçen Kafkas dağlarında yaşayan buradan göç etmek zorunda kalmışlarıdır. Kafkaslardan göçüp Anadolu ya gelen Türkler Yerleşim yeri olarak Anadolu'nun yüksek yerlerini seçmişlerdir.Bir grup Kafkas göçmenide şimdi bala olarak bilinen ilçeye gelerek burada kartal dağına yerleşmişlerdir .İlk olarak yerleşim yerlerine Kartaltepe adını vermişlerdir.İlk kurulduğu yıllarda kartaltepe adını alan bala ilçesi daha sonra Hamidiye adını almıştır bu isim o yıllarda Osmanlı devletinin başında bulunan Abdulhamit Han 'a ithafen verilmiştir.Daha sonra çevreden gelenlerle nüfusu çoğalan Hamidiye ilçesi Bala adını almıştır.Bala önceleri merkez olan Karaaliye bağlı ilken zamanla Karaaliden alınıp balaya verilmiştir.Bala çevresinde en eski yerleşim yeri önceleri merkez olan Karaali kasabasıdır burası 600 yıl önce Karaali tarafından kurulmuştur .Karaali kasabası Karaali yakınlarında Tomu denilen Romalılar zamanından kalma şehir harabeleri mevcuttur.Bala hudutları içinde olan güzel mesire alanı olan Beynam ormanları burada dır. Kesikköprü civarında dinlenme ,piknik, yüzme  ve sandalla gezinti yapılmaktadır. Kesikköprü barajında Ankara Büyükşehir Belediyesi gençlik dinlenme kampları mevcuttur.1991 yılından buyana her yıl haziran ayının 20 -30 arasında pazar gününde, hasat festivali düzenlenmektedir. Ankara da konfeksiyon imalat satış sektöründe  çok Balalı iş adamı vardır


    • Beypazarı 


    Beypazarının tarihi Hitit ve Frigyalılara kadar uzanmaktadır.Beypazarı ve çevresinde yapılan kazılarda Frigler,Galatlar,Romalılar,Selçuklular ve Osmanlı eserleri çıkmaktadır.İstanbul Ankara Bağdat gibi geçiş yolları üzerindedir.Beypazarı ilçesinin Germiyanoğlu şahın veziri Zinar-Hezar tarafından Rumlardan alındığı anlaşılmaktadır.Kasabanın daha önceleri Derbencik köyü mevkinde olduğu zamanla İnözü vadisi ve etrafında yayıldığı yapılan kazılardan anlaşılmıştır.Tamamen o Oğuz Türklerinin Orta Asya'dan gelip yerleştikleri Beypazarı ,Osmanlı idaresine geçtikten sonra bugünkü Bursa ile Hüdavendigar Sancağına bağlı bir Bucak merkezi olmuştur.Daha Sonra 1863 tarihinden itibaren Ankara sancağına bağlı bir ilçe haline gelmiştir. 
    Beypazarı tarihi evleri, gümüş işçiliği havucu, Beypazarı kurusu ve baklavası meşhurdur.Boğazkesen ,Kümbeti,Suluhan ,Eski hamam ,Sultan Alaattin Cami,Akşemseddin Cami,Kurşunlu Cami,Rüstem Paşa Hamamı ,Gazi Gündüzalp Türbesi(Hırkatepe),Karadavut Türbesi(Kuyumcu Tekkesi),Karaca Ahmet Türbesi ,İnözü Vadisi güzel bir mesire yeridir.Beypazarı kaplıcaları ve içmeleri vardır.Beypazarı maden suyu ve sodası dünyaca meşhurdur. Beypazarı'nın yöresel değişik yemekleri vardır.Kültürüne, geleneğine ve adetlerine bağlıdır.Değişik müzeleri vardır. Ankara'nın en çok turist alan ilçesidir
    Karaşar beldesinde bulunan Eğriova yaylası ve gölü vardır.Yaylada golf turizmi alabalık avcılığı,treking, atla gezinti turları için elverişli alanlar mevcuttur.Peri bacalarını andıran yapılar oluşmuştur.Dutlu Tahtalı termal tesislerinin içme ve kaplıca suları vardır.Öte yandan Karakoca maden suyu tesisleri de bulunmaktadır.


    • Çamlıdere



    Çamlıdere 1953 yılına kadar Kızılcahamam'a bağlı bucak iken ,1953 yılından sonra kaza olmuştur.
    Çamlıdere'nin ne zaman kurulduğu bilinmemektedir.Ancak ilçede Selçuklu dönemi ait Peçenek beldesine ait bir cami bulunmakta ,Peçenek ,Ozmuş,Yahşihan,Dağkuzören gibi köy isimleri Selçuklu beylerinin isimlerini taşımaktadır.Yer yer Selçuklu dönemine ait eserler bulunmaktadır.Bunun yanı sıra Bizans dönemine ait mezar ve yerleşim yerleri kalıntılarına rastlanmaktadır.Şeyh Ali  Semerkandi'ye ait türbe bulunmaktadır.Söz konusu olan türbe yurdumuzun her yanından gelen kişiler tarafından ziyaret edilmektedir.Türbe bakımlıdır.İlçede her yıl geleneksel temmuz ayı içerisinde yağlı güreş ,müzik şöleni, sinsin oyunları, sünnet şöleni ve ilçede bulunan Şeyh Ali Semerkandi'yi anma gününün yer aldığı geleneksel Çamlıdere Aluç Dağı festivali düzenlenmektedir.Ufak bir cezaevi vardır,tarihi Ankara evleri vardır ,Adet töre ve geleneklerine bağlıdır,müzesi vardır son zamanlarda çok gelişmektedir ve ziyaret edilmektedir.Değişik yemekleri vardır.Ormanları vardır ve suyu boldur.


    • Çankaya


    Çanaya Köşk 1970'li yıllar

    1970'li yıllar Kızılay (Yenişehir)

    1936 yılında çıkan bir kanunla ilçe haline getirilmiştir.Devletin üst  düzey yönetim, idari binaları Çankaya hudutları içerisinde bulunmaktadır.50 yıl önce incesu deresinin sık sık su baskınına uğrattığı çukur bir ova görünümündeydi.Bağlık bahçelik bir yerdi.Bakanlıklar , modern binalar Çankaya'dadır.
    Namık Kemal mahallesinde kaymakamlık ,eski kütüphane(Adnan Ötüken Kütüphanesi),Şükrü Saraçoğlunun başbakanlığı döneminde, memurlar için yapılan ilk konutlar Saraçoğlu mahallesinde yer alır.Çankaya engebeli bir arazi üzerinde denizden ortalama yüksekliği 870 rakımlıdır.Bahçelievler ,Emek mahallesi,Atatürk Orman Çiftliği , Ankara ovası üzerinde kurulmuştur.Hatip çayının yer aldığı Kayaş vadisi ilçesinin merkezine kadar uzanır.Dikmen vadisi,Portakal çiçeği vadisi Çankaya dadır. Ova özelliği taşıyan düzlüklerin içerisinde önceden akar su yatağı olan dereler vardır.Günümüzde ıslah edilerek üstü kapatılmıştır.İncesu deresi Bülbül deresi,Arap deresi,Kavaklıdere ve Cevizlidere gibi günümüzde önemli bulvar ve yollar bu derelerin üzerinden geçmektedir.İlçesinin en önemli deresi olan İmrahor deresi,Kavaklıdere,Küçükesat , Seyranbağları ,Topraklık ve Cebeci semtlerinden sonra İncesu çayı ile beraber Ankara çayına karışır.İlçede bulunan tek göl Eğmir gölüdür.Gölün suyu tatlıdır,10-13 metre derinliği vardır.Eğmirgölü Çaldağı arasında yer alan meşelikler ve ODTÜ ormanları vardır.Anıtkabir,Atatürk müzesi,Pembe Köşk,MTA Genel müdürlüğü Tabiat tarihi müzesi,Güven anıtı,Zafer anıtı,Devlet Resim ve Heykel müzesi,Anıtpark Botanik bahçesi,Kuğulu park,Seğmenler parkı,Kurtuluş parkı,restoranlar ,çay bahçeleri,sinema,tiyatro,Konservatuvar gibi bir çok tarihi ve kültürel önemli yapılar mevcuttur.Beş yıldızlı otelleri vardır(Hilton,Sheranton..),Türkiye Büyük Millet Meclisi Çankaya hudutları dahilindedir.Çankaya köşkünde başbakanlık ,AOÇ'de Cumhurbaşkanlığı külliyesi Çankaya hudutların dadır.Uluslar Arası film müzik tiyatro festivalleri de ilçede her yıl düzenli olarak gerçekleştirimektedir.



    • Çubuk



    Daha önceleri kasaba olan Çubuk 1902 'de ilçe haline getirilmiştir.Hititlerin yerleştiklerine ilişkin harabeler vardır.Daha sonra sırasıyla Frigler ,Galatlar ,Persler ,Romalılar,Bizanslılar ve Selçuklular yerleşmiştir.1402 yılında Ankara ve Çubuk savaşında Yıldırım Beyazıt yenilerek Timur ordularınca tutsak edilmiştir . Melikşah köyünde Timurlenk'in yaptırmış olduğu bir hamam vardır.Şifalı suyunun deri ve cilt hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir .Karagöl mevkininde yaptırlan modern tesisler  ve piknik alanı görülmeye değerdir.Çubuk 1 - Çubuk 2 barajları Ankara'nın su ihtiyacını karşılarken bugün fonksiyonun yitirmiştir.Gelir kaynaklarının başlı başınca hayvancılık ,ziraat,bahçecilik ve dünyaca ünlü Çubuk turşusu meşhurdur.Ayrıca agat taşı da meşhurdur.Her yıl düzenli olarak Çubuk Kültür festivali yapılmaktadır.Organize sanayisi vardır.Ankara evleri Bekir Ağalar konağı köy müzesi vardır.Atatürk sağlında sık sık çubuğu ziyaret eder köylülerle sohbet edermiş.


    • Elmadağ


    Ne zaman kurulduğu bilinmemektedir.Çevresinin tarihinde önceki devirlere uzanan medeniyetlere sahne olduğuna dair kalıntılar vardır .Yapılan ön araştırmalara göre önce Frigler ,Lidyalılar , m.ö.547 ye kadar varlıklarını sürdürmişlerdir.Daha sonra perslerin eline geçen yöre m.ö 83 kadar değişik kavimlere yerleşim merkezi olmuştur.Bu tarihten sonra Roma imparatorluğunun eline geçmiştir.Çevrede yapılan kazılarda bulunan eserlerde Roma hakimiyetinin ve medeniyetinin büyük izler bıraktığı anlaşılmıştır.1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadoluya yerleşmeye başlayan Türkler 1073 den sonra yöreye hakim olmuşlardır.Haçlı seferlerine karşı büyük yararlılıklar göstermişlerdir.Yine Anadoluya yapılan Moğol saldırılarından nasibini alan ilçe Moğollar tarafından yakılıp yıkılmıştır.Tarihi Selçuklulara uzanan halıcılık,El dokuması,kilim ,heybe, ve çantalar kültür zenginliklerini günümüze kadar getirmiştir.Halıcılık, heybe, el dokuması çantalar; Akçaali ,Deliler ,Hasanoğlan,Karacahasan, ve kayadibi köylerinde halen varlığını koruyan kültür zenginlikleridir.
    Belediye parkı , mesire yerleri,Hasanoğlan Atatürk Anadolu Öğretmen lisesinin 700 dönümlük alan içerisinde koruluklar mevcuttur.Hayvancılık,ziraat,kayak merkezi gibi gelir kaynakları mevcuttur.İlçede küçük bir cezaevi vardır.
    • Etimesgut



    Etimesgutun kurulduğu bölgenin ilk çağlarda Hitit daha sonrada Frigya medeniyeti içerisinde bkaldığı bilimsel bir gerçektir.Afif Erzen ' ilk çağda Ankara' adlı eserinde,  Ahi Mesud da nulunan aslanların Frigya aslanı olduğu yazmakta.Etimesgut Cumguriyetin ilanından sonra 1924-1925 yıllarında batı trakyadan gelen göçmen Türkler için 50 haneli bir köy olarak yaptırılmıştır.1928 yılında iskanı açılarak nahiye olarak kurulmuştur.Atatürk'ün Etimesgut'a özel bir ilgisi vardır.Hafta bir kaç kez gelip at gezintileri yapar ve halkla sohbet ederdiAtatürk zamanın sağlık merkezi,devlet hastanesi,ptt,hamam ,çarşı ve memur lojmanları yaptırılmış olup halen bu ilçede bu binalar mevcuttur. 1968 den-1990  senesine kadar nahiye olarak kalmış 1990 dan sonra belediye teşkilatı kurulmuş,ilçede kültür varlıklarını teşkil eden Atatürk çeşmesi 1928 den itibaren varlığını sürdürmektedir.Günümüze kadar bir çok yer değiştiren çeşme 1993 yılında yapılan Turgut Özal köprüsü bitişiğine alınmıştır .Etimesgut'un çeşitli yerlerinde bulunarak merkez cami oarkında bulunan tarihi kalıntılar bir başka kültür zenginliğidir.1925 yılında mimar Ahmet Burhaneddin tarından yapılan gazi tren istasyonu ve Atatürk'ün sağlığında İstanbul'a gidiş ve gelişinde uğradığı Etimesgut  tren istasyonu tarihi yapı özellikleri ile dikkat çekmektedir.Etimesgut'a adını veren Ahi Mesu'd Ahi Elvan gibi Türk büyüklerinden ,Ahi Elvan hazretlerinin türbesi Elvanköy'de Elvanköy Camisinde bulunmaktadır.Eryaman bölgesinde mesire alanları piknik yerleri Harikalar Diyarı gibi Göksu parkı ,Atatürk orman çiftliği  Etimesgut bölgesi içerisindedir.Ahilik haftasında Anadolu günleri festivali çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.Askeri Havaalanı mevcuttur.Ankara şeker fabrikası Etimesguttadır.

    • Evren



    İlçenin tarihi Hititler dönemine kadar uzanır.Sonra Asurlular ,Frigyalılar,Romalilar,Persler, Bizansılılar,Büyük Selçuklular,Anadolu Selçukluları ve beylikleri hakimiyeti altından kalmıştır.Evren ve çevresi1467 yılında ve Fatih zamanında Osmalıların egemeliğine girmiştir.İlçenin eski adı 'Çıkınağıl'dır.İsmi dağınık olarak bulunan ağılların ve evlerin daha iyi korunabilmesi için bir araya toplanması anlamına gelen 'Çokumağıl' kelimesinden gelmektedir.Sonradan Çıkınağıla dönüştüğü şeklinde bilinmektedir.Bu yöreye en çok etki eden Kızılırmaktır. Çevre de rastlanan kilise ve kale kalıntılarının islamlıkltan çok önceleri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Osmanlı arşivlerinde yörede yaşayan halkın şerefli aşiretinden geldiği bilinmektedir.İlçenin eski yerleşim yeri şimdiki Hirfanlı barajının baraj gölü altındadır.Yeni yerleşim alanı ise eski yerleşim alınından 4 km güneyindedir.İlçe büyümeye ve gelişmeye el verişli bir şekilde kurulmuştur.1957 yılnda yeni yerine yerleşmiştir.1983 yılında zamanın Kenan Evrenin Soyadına atfen Çıkınağıl adı Evren olarak değiştirilmiştir.Evren Sarıyahşi yolu üzerinde bir höyük vardır höyük ve çevresi 3 siderecede sit alanıdır.Burada seramik kalıntılarına rastlanmıştır.Sığıcık kalesi Geç Bizans ve Osmanlı dönemine aittir ve harabe halindedir.Sadece bir kulesinin 8 metre kadar tahrip olmuş duvarı yer almaktadır.Kızılırmak ve hirfanlı baraj gölü ilçeye turistik açıdan çok önemlidir.Göl kıyısında konaklama yerleri ve piknik alanları ile çevre insanlarını buraya çeker. Ayrıca göl kıyısında plaj niteliğinde suya girilebilecek yerlerde vardır.Önemli gelir kaynaklarından birisi balıkçılıktır. 





    • Gölbaşı 

    Gölbaşı çevresinin m.ö 3000 Erken Bronz Hitit,Frig,Tunç çağı ve Roma Bizans dönemlerinde iskan alanı olduğu Araştırmalar,kazılar ve incelemeler sonucu ortaya çıkmıştır.Kayı beylerinin söğüde gitmeden evveliki yerleşim alanıdır.Beynam ,Karaoğlan ,Oğul bey bu dönemdeki yerleşim alanlarıdır.İlçe Mogan gölü çevresinde bulunduğu için Gölbaşı adını almıştır.1983 yılında ilçe teşkilatı kurulmuştur.1991 yılında Gölbaşı belediyesi büyük şehir sınırları içerisine alınmıştır . ,Karaoğlan,Selametli,Yurtbeyi,Gökçehöyük,Bezirhane köylerinde ilk tunç çağına ait höyükler ve kalıntılar, Taş pınar köyünde Roma döneminden kalma mezarlık ve sütün başları, Karaoğlanda Bizans dönemine ait sikkeler ve kalıntılar ,Yert beyi ve karaoğlan köylerinde erken Hristiyanlık dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.Tulumtaş mağrası gölbaşı ve çevresinde görülmeye değer mağralarındandır.İlçe Ankara'nın mesire sayfiye ve turizm sanayi bölgesi durumundadır.Mogan gölü ve parkı ile Eğmir gölleri doğal güzelliği temiz havası ve balık üretimi ile ilçeye turistik bir değer kazandırmaktadır.Endemik bitki olarak sevgi çiçeği Gölbaşıdadır . Anzenit taş ocakları vardır.



    • Güdül



    Güdül Ankranın 90 km uzağunda şirin ve yeşil bir ilçedir.M.ö 3000 -3500 yıllarına dayanmaktadır.İlçenin yanından geçen kirmir çayı kenarında bulunan Büyük mağralardan burada hititlerin yaşadığı anlaşılmaktadır.1071 Malazgirt savaşıdan sonra Anadolu Selçuklara geçince Güdül ve çevreside Anadolu ve Selçuklara geçmiştir.Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından Mesudun Eniştesi ve Ankara emiri (valisi) Şahabüddevlet Güdül bey tarafından şimdiki yerinde kurulduğu kesin olmamakla beraber 900 senelik bir tarihi bilinmektedir.

    Güdül ilçesinin gezilip görülmeye değer pek çok yerleri vardır . Kirmir çayı vadisinde İnönü mevkiğindeki kayalara oyulmuş mağaraları bulunan Samutbaba türbesi  ve tekke mevikiğindeki Kasımbaba türbesi ilçenin kültürel zenginlikleri arasındadır.Kirmir çayı etrafında yeşilliklerle güzel bir görünün sağlamaktadır, balıkları lezzetlidir.Sorgun köyü yöresinde bulanan orman alanı ve bu arlan içerisinde yer alan gölet , doğal zenginliklerinden mesire alanıdır.Gelir kaynaklarından başlıcaları  hayvancılık,ticaret  ve avcılıktır.Türkiye'nin her yerine göç verir Ankara evleri vardır.

    At pazarında dericilik yüncülük ve kuru gıda  sektörü Güdüllülerin elindedir. 1957 yılına kadar Ayaşa bağlı olan Güdül 1957 yılından sonra kendi başı kaza olmuştur.

    • Haymana



    Haymana adının verilişi iki rivayete dayanır biricisi divanı-ı lugat-i Türk'e göre Haymana mera otlak yeşillik anlamına gelir.İkincisi ise Selçuklular 1072 yılında Malazgirt Meydan muharrebesinden sonra Anadoluyu istilaları sırasında kendilerine bağlı aşiretleri anadolunın çeşitli yerlerine yerleştirmişlerdir.Kaya aşiretine mensup bir kısımda Ankadarnın batısındaki Karacadağ ve şimdiki Haymana dolaylarına yerleşmişlerdir.Bu kabilelerin 14.yy başlarındaki lideri Ertuğrul bey idi.Ertuğrul Beyin annesinin adı Hayme Ana idi rivayete göre Hayime Ana Öldüğünde bile o zaman bir şifa kaynağı olan kaplıca yakınlarına gömülmesi uygun görülmüştür.Çok sevilen Hayime Ananın ebedileşmesi için Osmanlıların ilk çekirdeği olan bu aşiret kaplıca çevresine Hayime Ana adını vermiş ve bu tabir zamanla Haymanaya dönüşmüştür.İlçenin değişik yörelerinde bulunan tarihi kalıntılar ve tarihi kazılarda bölgenin Hititler , Frigyalılar, Romalılar ve Bizanslıların belli bir süre yaşadıkları anlaşılmaktadır.Tarihi Hititler zamanına kadar dayanan Haymana ilçesi Sivri köyünde kurulmuştur.1278 yılında Sarı değirmen köyüne, 1284 yılında Culuk köyünde, 1290 yılında Yeşilyurt köyüne nakledilmiştir. Nihayet 1296 yılında Ankara valisi Abidin paşa tarafından ilçenin merkezi seçilmiştir.Yörenin başlıca gelir  kaynaklarından turizm , hayvancılık , tarım olup şifalı kaplıcaları dünyaca meşhurdur. Gavurkalesi Haymana hudutları içerisindedir.Haymananın çeşitli yerlerinde höyükler vardır.Selçuklardan kalma Kutluhan camisi ve türbesi , Cimcime sultan türbesi gibi bir çok tarihi yapıları vardır.Her yıl 12 Eylülde Haymana kültür ve kaplıca , Son kale Haymana uluslar arası sempozyumu yapılmaktadır.Kurtuluş Savaşı, Son Kale ,Haymana ve köylerinde haymana eteklerine kadar gelen yunan orduları Haymanaya girememiştir.Haymanadan püskürtülmüştür.İlçe devamlı göç vermektedir.Son zamanlarında kimyon ekimi yapılmaktadır.Turistik 5 yıldız ve yıldızlı otelleri mevcuttur.





    • Kalecik 




    M.ö 3500-4000 yıllarında erken Kalkolitik Devirde İskan edilmiş olduğu araştımacılar ve tarih adamları tarafından tahmin edilmektedir.

    Kalecik ve civarının Hititler tarafından yerleşim alanı olarak kullanıldığı bilinmektedir.Frigler,Galatlar, Ankara ve çevresine hakim olmuşlardır.Galatlardan sonra Kalecik ve civarı bir süre sonra Roma hakimiyetinde kalmıştır.Daha sonra kalecik Bizans İmparatorluğunun egemenliği altına geçmiştir.Kalecik Türkler tarafından 1075 yılına rastlar.Ünlü Türk büyüğü Seyyit Battal Gazi tarafından Fetedildiği ve Bizanslılardan alındığı söylenmektedir.1243 yılında Selçuklu ordularının köse dağında yapılan savaşta baycu Noyan yönetimindeki Moğol kuvvetlerine yenilmesi üzerinde Anadoludaki diğer şehirler gibi Kalecikde onların hakimiyeti altına girmiştir.Fatih Sulatan Mehmedin 1461 yılında Candaroğulları Beyliğine son verilmesi üzerine Kalecik artık tamamen Osmanlıların eline geçmiştir.Osmanlı zamanında ticari yönden gelişmiş olan kalecik (küçük mısır) namı ile anadolu da nam salmıştır.Hasbey ,Saray ,Tabakhane camileri,Kazancı Baba,Alişoğlu türbesi ile Kızılırmak üzerindeki Develioğlu köprüsü ve Kalecik Kalesi belli başlı tarihi eserleridir.İleçenin Yöresel halk kültürü ilçedeki giyim ,halk oyunları türkü ve mutfak yönünden iç anadolunun özelliklerini taşımaktadır.Kalecik Osmanlılar döneminde oldukça gelişmiş bir kasaba olarak bilinmektedir.Ahilik yörede yaygındır.Tabaklık ,Bakırcılık ve kumaş dokumacılığı oldukça gelişmiştir.Kalecik karası üzümü ve şarapları dünyaca meşhurdur.


    • Kahraman Kazan


    İlçe ilk Türk egemenliğine Selçuklular zamanında girmiştir.Beyliklerin kısa egemenliğinden sonra da Osmanlı Egemenliğine girmiş ve kesin olarak Türkleşmiştir.Kazanın kavunu meşhurdur,Kaplıcası vardır. Anadolu'nun kültür gelenek ve göreneklerine bağlıdır.Hayvanclık,tarım başlıca gelirlerindendir.Yörede yapılan kazılarda kuruluşunun eski tarihe dayandığı bilinmektedir.15 temmuz 2016 yılında darbe girişiminin engellenmesinde gösterdikleri başarı ve verdikleri şehitlerden dolayı  Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararı ile kahramanlık ünvanını almıştır.Askeri Mürted havaalanı mevcuttur.Tai uçak sanayi Kahramankazandadır.Mürted ovası kazanda yer alır.






    • Keçiören


    1923 yılında Ankara'nın Türkiye'nin Başkenti olması ile başlayan şehrin hızlı nufüs artışı Keçiöreni de etkilemiştir.Kısa bir süre içinde tek katlı evlerin sayısı hızlıca artmıştır.Şehir merkezine otobüs seferlerinin konması ile birlikte bağ ve bahçe evlerinde yaz kış oturulmaya başlanmıştır.1950 lerden sonra bu güzel ,yeşil ve şirin sayfiye yeri giderek görünümünü gece kondulara ve beton binalara bırakmıştır.1983 yılında metropol ilçe olmuştur.Türkiye'nin ve dünyanın en büyük meteoroloji istasyonlarından biri Ankara Üniversitesi bazı bölümleri Atatürk Sanatoryumu ile Gülhane Eğitim ve araştırma hastanesi  ve ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşına Hazırlandığı ve Karargah olarak kullandığı Ankara eski Tarım Okulu bugün müze olarak Keçiören sınırları içerisindedir.Devlet Meteoroloji işleri Genel Müdürlüğü müzesi ve Meteoroloji radyosu Keçiörende yer alır.Parkları ve bahçeleri mevcuttur .Estergon Kalesi ,metrosu ve telefeliği vardır.
    Vekam Vehbi Koç müzesi ve Ankara Araştırmaları merkezi Keçiören dedir.Vehbi Koç'a ait bağ evi restore edilerek Ankaralıların hizmetindedir.


    • Kızılcahamam

    1970-80 Kızılcahamam'dan Manzaralar

    İlk çağlarda Yabanabat ,Çorba  ve son olarakta Kızılcahamam ismini almıştır.Bölgede bulunan hitit kalıntıları ilçenin m.ö kurulduğunu ortaya koymaktadır.M.ö 12 yy Friglerin Yabanabat ismi ile Kirmir çayı boyunca kuzeyden güneye doğru yerleştikleri sanılmaktadır.Friglerden sonra Lidyalılar ,Galatlar ,Romalılar ,Bizanslılar  m.ö 333 yılında da Makedanyolı Büyük İskender bölgede hakimiyet kurmuştur.İlçede rastlanan kalıntılar bunu ortaya koymaktadır.Bilinen ilk yerleşim merkezi Demirciören köyü olup Yabanabat adı ile anılmıştır.İlçe bugün ki Kızılcahamamdır.1296 da Ankara valisi İzzet Paşa tarafından bugün ki Pazar bucağına yerleştirimiş olup cumhuriyet ilanına kadar Çorba adıyla anıldığı kayıtlardan ve diğer verilerden anlaşılmaktadır.Cumhuriyet ilanından sonra 1926 yılında Ankara valisi Suphi bey tarafından bugün ki yerine nakledilmiştir toprağının kırmızı renkli oluşu bu gölgedeki kaplıcalardan dolayı Kızılcahamam adını verip günümüze kadar bu adla anıla gelmiştir.İlçede her yaz Milli park içerisinde Soğuk Su festivali düzenlenmektedir.Ayrıca Ekim ve kasım aylarında canlı hayvanların satış yapıldığı Çorak panayırı düzenlenmektedir.İlçe maden suyu ,kaplıca suları ile tanınan  ve Sey Hamamı Selçuklulardan kalmadır.Ankara da en çok orman arazisine sahip ilçedir.Çevresinde Soğuk Su parkında Ankaralıların tatil günlerinde mesire alanı olarak kullandıkları yerlerdir.Hayvancılık, tarım ve turizm başlıca gelir kaynaklarındandır.Kızılcahamam bazlaması meşhurdur.




    • Mamak
    Mamak kelime anlamı askeri ve sivil yerleşim alanıdır . Kayaş mesire alanı Mamak hudutları içerisindedir.Mamak ta tarihi eser yoktur.Mamak Muharebe Okulu Mamaktadır.Nüfus olarak Ankara'nın en büyük 4. ilçesidir.Çok göç almış gece kondularla çevrilidir . Banliyo treni vardır.Eski tarihte Ahi Mamak olarak geçmektedir.Geniş mesire alanları vardır.Kayaş semtinde ki dere boyları , bağ ve bahçeleri piknik dinlenme yerleri sağlıksız yapı dolaysıyla işlevini yitimiştir.Mamak ilçesinin modern bir şehir görünümüne kavuşturmak için imar çalışmları devam etmektedir.ilçe de kültürel hizmetlerini yerine getirmek için şimdiki belediye başkanlık binasının olduğu Eski konservetuar binası bulunmaktadır.Ayrıca 75.yıl Cumhuriyet anfi tiyatrosu kültürel faaliyetlerinden sayılabilir.Tabiat varlıkları olarak Hatip çayı ve Bayındır barajı etrafında park ve bahçeler bulunmaktadır.



    • Nallıhan



    Nallıhan çağlar boyunca hititlerin ,Friglerin , Britanya krallığının,Pers,İskender,Roma ve Bizans imparatorlukların hakimiyetinde bulunmuştur.1071 Malarzgirt Zaferinden sonra Türkler tarafından fetedilmiştir.Haçlı seferleri sırasında yeniden Bizanslıların eline geçmiştir.Daha sonra Türk Hakimiyetine giren bu topraklar önce Danışmentlilerin daha sonrada Anadolu Selçukluların idaresinde bulunmuş.Anadolu Selçukların 1308 de yıkılmasından sonra da Candar oğulları beyliği sınırları içerisinde kalmıştır.Orhan bey zamanın da Osmanlı beyliği topraklarına katılmıştır.Nallıhan ilçe merkezi 1599 da Vezir Nasuh paşanın burada bir han yaptırmasıyala teşekür etmiş ve adını bu handan almıştır.Halen çatısı yıkık olan ve 3000 m karelik yeri kaplayan bu handan başka cami ve hamamlar da aynı tarihte yapılmıştır.Köstebek köyünde 17.yy inşaa edilmiş olan Uluhan camide Diğer önemli bir eserdir.İlçeye bağlı Emrem sultan köyünde Tabduk Emre ,Tekkke Köyüde Bacım Sultan ,Ömer şehler köyünde Ömer şeyler türbesi vardır.Tarihi ipek yolu bu ilçe topraklarından geçmektedir . Hoşebe ormanı ilçenin en önemli dinlenme ve piknik alanıdır.İlçede her yıl Tabduk Emre'yi anma törenleri düzenlenmektedir.Eski kilise kalıntılarına rastlanmaktadır.Tarih yönünden zengindir.Tarih , kültür, sanat, mutfak örf ve geleneklerine bağlıdır.Ahilik geleneği halen sürdürülmektedir..


    • Polatlı

    1970'lerden kareler


    Çok eski bir yerleşim merkezidir.M.ö 3000 yılında kurulmuştur.Fakat yerleşim yeri bugün ki yer olmayıp Gordion ve çevresi idi.Gordşon sırası ile Hititlerin,Friglerin,Perslerin ,Büyük İskender İmparatarluğunun,Romalıların ve bizanslarınların elinde kalmıştır.Bölge 1516 da Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı İmparatorluğuna katılmıştır.Atatürk Sakarya Savaşını ilçenin Alagöz köyünde kurulan karargahtan yönetmiştir.Alagöz köyünde karargah müzesi bulunmaktadır.Sakarya Savaşı ilçenin Beylik köprü,Çekirdeksiz,İğciler,İnler,Toydemir köyleri civarında cereyan etmiştir.Ankara'yı ele geçirmek isteyen yunanlılar Polatlı sınırına kadar gelmiş fakat Sakarya savaşında yenilerek geri çekilmek zorunda kalmıştır.Polatlının Kurtuluş Savaşında da önemli bir yeri vardır.Sakarya nehrinin Porsuk ırmağıya birleştiğinin biraz yukarısında Frigyalıların en büyük şehri Gordion kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır.Gordion Büyük İskenderin anadoluyu zaptı sırasında 333-334 yıllarında askerleri ile beraber konakladığı şehirdir bu çevrede 86 Tümülüs ve kral mezarları ve kalıntılar ilçe merkezinde ve lisenin arkasında Tümülüs ve şehir kalıntıları bulunmaktadır.Polartlı ilçesinde 13.yy ilk yarısında menteş oğulları beyliğinden aşiretlerin geldiği ve menteşe ve eski polatlı köyleri civarında yerleştikleri tespit edilmiştir.Polat kelimesinin farsça 'pulat' olup çevik ve kuvvetli anlamına gelmektedir.Gordion Polatlıya en çok turist çeken yerdir.Kral Midasın mezarı burada yer alır.Başlıca gelir kaynakları tarım , hayvancılık ,sanayi ve un fabrikaları mevcuttur.İstiklal Harbi ile Sakarya Savaşı ile ilgili tarih turları düzenlenmektedir.Kültür hizmeti ileri safadadır.Polatlıda balon turu yapılmaktadır.Polatlı Askeri birlik Topçu okulu vardır.



    • Pursaklar
    1530 yılında Osmanlı Devleti Tarafından hazırlatılan tapu tahrir defterlerinde olup yerleşim yeri Bushaklar  olarak yer almaktadır.Başbakanlık devlet arşivleri genel müdürlüğü 438 numaralı muhasebe-i Vilayet-i Anadolu defteri ismi ile 1993 yılında 2 cilt olarak yayınlanmıştır.Yayınlanan bu defterde iki pursaklar kaydı bulunmaktadır. bunlardan biri köy olarak geçmekte ve o tarihte çubuk kazasına bağlı olduğu görülmektedir.Pursaklar ismini defterinin iki yerinde kaydı olması köyün yarısının tımar ve diğer yarısının vakıf arazisi olarak kaynaklanmaktadır.Busakların coğrafi olarak bugün eski köy olarak tabir edilen yerde kurulduğu bilinmektedir.1966 yılında Pursaklar eski köy muhitinde meydana gelen heyelan yüzünden devletin yardımı ile planlı olarak inşa edilen ve çoraklık diye tabir edilen şimdiki yerine taşınmıştır.1970 yılından itibaren çvre ve ilçelerden gelen vatandaşlarla nüfusu hızla artmış .1987 yılında belediye teşkilatına kavuşarak 'belde belediye ' sıfatını almıştır.2008 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur.Tarihi eseri yoktur.Güzel parkları vardır.Bulgaristandan gelen soydaşların sosyal konutları mevcuttur.Havaalanı yolu geçmektedir.Mesire yerleri ve yeni camileri vardır.

    • Sincan
    1970'lerden Kareler


    Sincan 17.yy arşiv kayıtlarında sincan köy adına rastlanmaktadır.31.12.1892 tarihinde ilk tren istasyonu kurulmuştur.Cumhuriyetin ilk yıllarında 28 haneden ibaret küçük büyük köy görünümünde iken 1953 te Etimesgut'a bağlıymış 1956 ylında belediye teşkilatı kurulmuş ve bir yıl sonra Etimesguttan ayrılarak Yenimalleye bağlanarak bucak teşkilatı kurulmuştur.1983 tarihinde İlçe haline gelmiştir.!988 yılında Ankara Büyük Şehir Belediyesi sınırları içerisine alınarak merkez ilçe haline gelmiştir.Sincan simgesi olan lale Bulgaristandan gelen soydaşların ekimi ile çoğalan lale Sincan beledeiyesi tarafından her yıl lale festivali yapılmaktadır.Ayrıca yörede yetişen kavun karpuz beldenin tanıtılması için kavun karpuz festivali düzenlenmektedir.Başlıca gelir kaynakları tarım , hayvancılık , bahçecilik ,organize sanayi bölgesi , dışarı il ve ilçelerden gelenlerle nüfusu Türkiyenin çok vilayetlerinden fazla olan bir göç almıştır.Eryaman sosyal konutlar projesi ,harikalar diyarı , park ve bahçeleri mesire alanları mevcuttur . Beleren dağı ,Peçenek dağı ve meşe alanı mevcuttur.

    • Şereflikoçhisar

    İlçe m.ö 1400-1300 yıllarında kurulmuş bir yerleşim birimidir.Selçukluların son zamanı ile Osmanlıların ilk zamanında adı Koçhisar idi.Selçuklular döneminde ilçenin hemen yanındaki tepenin etrafında bir kale ve daha üstede ki tepede de ikinci bir kale bulunmaktaydı.Hisar;kale ,koç çift anlamına geldiği için Türkler bu kaleye 'çift kaleli' şehir anlamında 'koçhisar ' demişlerdir.Kale ile bu yörede oturan şerefli aşiretinin isminden dolayı ilçeye şerefli Koçhisar adı verilmiştir.Fatih sultan Mehmet zamanında koçhisar Konya vilayetinin Aksaray Sancağına bağlı idi daha sonra kurulan Esb-Kesan (kulu) kazasına bağlı bir bucak oldu kısa bir zaman Cihanbeyli ilçesine bağlı kalan koçhisar 1891 yılında müstakil ilçe haline gelerek Konyaya ,1933 yılında da Ankaraya bağlanmıştır.İlçede Türkiyenin 2.büyük gölü olan 1642m kare yüzölçümlü tuzgölü bulunmaktadır.Kuzeyinde bulunan Hirfanlı baraj gölünde sulama alanında faydalanılmakta ve ayrıca balıkçılık yapılmaktadır.Tuzgölü Kurşunlu cami,Koçhisar Kalesi ve Parlasan Kalesi ilçenin tarihi ve turistik zanginliklerini oluşturur.Ekonımik faaliyetlerinin başında tarım ve hayvancılık gelmektedir.Buğday,arpa,nohut,mercimek,ayçiçeği ve şeker pancarı en çok ekilendir.Besicilik yaygındır.Tuz işleyen fabrikaları vardır.Yurt dışında çok vatandaşları vardır.



    • Yenimahalle



    1970'li yıllar

    Ankara ile kaynaşmış olan Yenimahalle  1925 yılında ilçenin temeli atılmıştır.Atatürk Ankarayı Başkent seçtikten sonra Yenimahalle de ki çorak toprakları yeşertmek amacı ile 5 mayıs 1925 tarihinde Orman çifliğini kurmuştur.1946 -1949 tarihleri arasında o zaman Ankara belediye başkanı olan Ragıp Tüzün de ,Orman çiftliği karşısındaki boş yamaçları satın alıp bugünki Yenimahallede dar gelirli memurları konut sahibi yapmak amacı ile dağıtmıştır.Yenimahalle ilçesinin planlı bir biçimde kurulmasının temelini atmıştır. 1 Eylül 1957 tarihinde ilçe merkezi haline gelmiştir.1984 yılı mali idareler seçimi ile müstakil belediye şeklini almıştır.Ankara çayı Yenimahalle hudutları içerisindedir.Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından 1222 yılında Eski bağdat ticaret yolunun geçtiği Ankara çayı üzerinde hacıların uğurlandığı ,askerlerin uğurlandığı ,karşılandığı Akköprü de  Yenimahalle hudutları içerisindedir.Ulu Önder Atatürk tarafından pazası bizzat ödenmek kaydı ile 5 mayıs 1925 tarihinde kurulan bir hudutu balgat,bir hudutu, etimesgut,bir hudutu yenimahalle arasında kalan Atatürk orman çiftliği halka dinlenme imkanı sağlamakta örnek çalışmaları ile hizmetini sürdürkmektedir .1981 yılında Atatürkün doğmunun yüzüncü yılı anısına Selanikte doğduğu evin aynısı Atatürk Orman Çiftliğine yapılmıştır.Etrafında dağları ovaları vardır.











    Aşağıda Ankara'nın ilçeleri ve nüfusları hakkında bilgi verilmektedir


    İlçelerin Nüfusu ve Artış Oranları-Belediye, Mahalle, Köy Sayıları-Şehir ve Köy Nüfusları ve Oranları-Km2 ye Düşen Kişi Sayısı    2017 yılı verilerine göre
    İlçeNüfus '17Nüfus Artışı %Belediye S.Mah.Say.şehir nüfusKöy Say.Köy NüfusŞehirli  %Alanı km²Yoğunluk
    Akyurt32.8634,1912632.86300100,036989
    Altındağ371.3661,51138371.36600100,01233.019
    Ayaş12.2890,1113312.28900100,01.04112
    Bala21.6820,6915521.68200100,01.85112
    Beypazarı48.476-3,8817848.47600100,01.69729
    Çamlıdere7.38913,981487.38900100,07829
    Çankaya921.9990,311124921.99900100,04831.909
    Çubuk90.0632,8118490.06300100,01.19875
    Elmadağ45.5133,0513045.51300100,064770
    Etimesgut566.5004,38133566.50000100,02732.075
    Evren2.753-1,111132.75300100,022212
    Gölbaşı130.3635,40154130.36300100,01.36496
    Güdül8.050-2,801318.05000100,054015
    Haymana27.277-3,0217827.27700100,02.16413
    Kahramankazan52.0792,6314852.07900100,054795
    Kalecik12.897-2,6715712.89700100,01.11012
    Keçiören917.7591,57151917.75900100,01595.772
    Kızılcahamam24.947-0,30110924.94700100,01.62315
    Mamak637.9352,06166637.93500100,03211.987
    Nallıhan28.621-0,3518228.62100100,02.07914
    Polatlı124.4641,67195124.46400100,03.61834
    Pursaklar142.3173,27121142.31700100,0169842
    Sincan524.2221,33159524.22200100,0880596
    Şereflikoçhisar33.5990,5416333.59900100,02.15516
    Yenimahalle659.6032,34157659.60300100,02193.012
    ANKARA5.445.0261,84251.4335.445.0260025.632212





    Kaynakça

    https://akademikperspektif.com/wp-content/uploads/2011/07/ankara-manzarasi.jpg
    Ankara Rehberi Kitabı  - T.C Ankara Valiliği İl Turizm Müdürlüğü
    Vikipedi

    1 yorum:

    1. Ankara'nın rehberi ve yerel haber sitesi ankarabulvar.com'da bu içeriği alıntılayabilir miyiz? Elbette kaynak göstererek.

      YanıtlaSil